Daha önce internette gezerken indirdiğiniz bir dosyadan, açtığınız bir mailden öyle ya da böyle bilgisayarınıza virüs bulaştırdığınız olmuştur.. Bunu hepimiz yaşadık.. Örneğin mydoom virüsü internette gönderilmiş e-postaların %10unda saklı olan bu virüs muhteşem bir ustalıkla bilgisayarınıza sızıp arkaplanda çalışıp bilgisayarınızı yapılacak herhangi bir siber saldırı için bir köle haline getiriyor siz bu bilgisayar niye yavaşladı diye söylenirken Mydoom bilgisayarınızın %90nı sömürüp size %10luk bir kısım veriyor.. Veya farklı bir virüs olan Wannacry bilgisayarınıza bulaştığı andan itibaren size bunu bildiriyor, size 7 günlük bir zaman veriyor ve dosyalarınızı şifreleyip sizden onları geri kurtarmanız için para istiyor.. Genelde internet tarihindeki nerdeyse her virüs bu iki virüs gibi işliyor, ya makinenizi kullanıyor ya da sizden fidye istiyor.. Ama bunlar her ne kadar milyarlarca dolar zarara sebep olsalar da aslında bu iki tip virüste çok basit zira insanda yanlış karar almayı sağlayacak endişe duygusunu bir türlü oluşturamıyorlar.. Birisi gizlice çalışıyor, diğeriyse doğrudan para istiyor.. Yolda karşınıza çıkan kendinden pek emin olmayan tinerciler gibi.. Bu sebeple de bu virüsleri bilgisayarına bulaştıran insanlar tek bir şey düşünüyor..
Onlardan kurtulmayı.. Kimse virüsün dediği şeyi yapmayı düşünmüyor… Peki ya bir virüs sizinle konuşsa, o korkuyu sonuna kadar hissettirse, yavaş yavaş bilgisayarınızı gözlerinizin önünde çökertse, tüm kurtuluş ümitlerinizi gözünüzün önünde engellese ve onun dedğini yapmadan kurtulmaya çalıştığınız için sizi cezalandırsa? İnternetteki virüslerle ilgili bir milatla, Jigsaw.exe’yle yani Testere.exe’yle tanışmaya hazır olun.. Sizle oyun oynamak isteyen ve oynamazsanız sizi korkunç sonuçlarla karşılaştıran bir virüs..