DoS (Denial of Service) ve DDoS (Distributed Denial of Service) saldırıları, hedef sistemlerin veya ağların işlevselliğini bozmayı amaçlar. Ancak, bu iki saldırı türü arasında bazı önemli farklar bulunmaktadır:
DoS Saldırısı: Bu tür saldırılar, tek bir kaynaktan yapılan saldırılardır. Saldırgan, hedefin sistemini veya hizmetini aşırı yükleyerek kullanılamaz hale getirir. Bu, genellikle hedefin sistemine aşırı miktarda trafik göndererek veya hedefin hizmetine beklenmedik bir şekilde etkileşimde bulunarak gerçekleştirilir.
DDoS Saldırısı: DDoS saldırıları, birden fazla kaynaktan koordine edilen saldırılardır. Bu saldırılarda, birçok farklı sistem veya cihaz, hedefin ağ bant genişliğini, uygulama veya hizmet kaynaklarını tüketmek için kullanılır. Bu şekilde, hedefin sistem veya ağ kaynakları tükenir ve meşru kullanıcılar bu kaynaklara erişemez hale gelir.
DDoS Saldırılarının Amaçları:
Ağ Bant Genişliği Tüketimi: DDoS saldırıları, hedef ağın bant genişliğini tüketerek, meşru kullanıcıların ağ kaynaklarına erişimini engeller.
Uygulama Kaynaklarını Tüketme: Bu saldırılar, hedef uygulamanın kaynaklarını (örneğin işlemci gücü veya bellek) aşırı yükleyerek, uygulamanın işlevsiz hale gelmesine neden olabilir.
Hizmet Kaynaklarını Kısıtlama: DDoS saldırıları, hedef hizmetin mevcut kaynaklarını tüketir, bu da hedefin hizmeti sunamaz hale gelmesine yol açar.
DDoS saldırıları, genellikle daha büyük ölçekli ve etkili olduklarından, hem ağ yöneticileri hem de siber güvenlik uzmanları için önemli bir tehdit oluşturur. Bu tür saldırılar, organizasyonların itibarını zedeleyebilir, operasyonlarını aksatabilir ve finansal kayıplara yol açabilir.